7.2 /10
Bir üniforma, insanın içindeki güç arzusunu uyandırabilir mi? Yüzbaşı, İkinci Dünya Savaşı'nın bitişine haftalar kala, Herold isimli bir Nazi askerinin kaçarken bulduğu bir subay üniforması ile hem hayatının hem de kişiliğinin nasıl değişime uğradığını anlatıyor. Gerçek kişiler ve olaylardan esinlenen film, askeri düzen içerisinde ezilen bir adamın gücü eline aldığı anda neler yapabileceğini gözlemleyerek belki de hepimizin yüreğinin derinliklerindeki karanlığın bir resmini çiziyor. İzleyicinin zihnine kazınan çarpıcı siyah-beyaz görüntüleriyle Yüzbaşı, savaşın ve güç şehvetinin soğuk ve vahşi yüzünü büyük bir dinginlikle sergiliyor.
Abi Jackie Chan’le Kung Fu öğrenmek var ya, hayalimdeki şey! Film bana tamamen bu duyguyu yaşattı, Dre’nin her düştüğünde ayağa kalkması bana da ‘pes etme’ dedirtti.
Filmdeki en sevdiğim sahne Jackie Chan’ın arabanın aynasını tamir ederken gösterdiği hünerdi. Kung Fu’nun sadece dövüşmek olmadığını, bir yaşam felsefesi olduğunu anlamamı sağladı.
Dre’nin o kadar zorluğa rağmen turnuvayı kazanması bana ‘ne olursa olsun pes etme’yi öğretti. Her şeye rağmen sonunda zaferini kutlayabildi, bu da bana ‘her zaman bir yol vardır’ı hatırlattı.
Küçük kardeş Dre’nin ceketi giyip çıkartmasının bir kung fu hareketi olduğunu anladığında gülmedim desem yalan olur. Ama sonunda o hareketin nasıl işe yaradığını gördük, Jackie Chan işte, ne bekliyorduk ki?
Kung Fu hakkında bilgim yoktu ama Jackie Chan’in Dre’ye öğrettiği ‘her şey bir denge meselesi’ felsefesini ömrüm boyunca unutmayacağım. Bu filmle hayatın nasıl dengede tutulması gerektiğini öğrendim.